İnsan Olmaktan Korkuyorlar
Gözlerimde Gaz yangını
Ciğerlerime sıkışan biber
portakal öfkesi
Dilimdeki yanardağ gibi
patlamaya hazır isyan!
Yalın ayak,boğuşuyorum
caddelerinde bu sehrin.
Yükselirken bir
şafak vakti taksimden direncim!
Al kızıl
günün ağarmasından korkuyorlar,
Bu sabahda ayaklarımın bedenime yorgun!
Koşarken, bakışlarımdan damlayan tuz,
Yaralarımı daha da acıtıyor gün boyu.
Kalbinin
derinindeki sese kulak ver ve dinle
Şiirlerde
bulduğum umutlardan korkuyorlar...
Saatlerin
özgürlüğe ayarlandığı yerdeyim
Türkülerimizden
korkanlar
Şiirlerimizi
boğmaya çalışıyorlar
Al, tut ellerimi! Sakın bırakma.
Al, tut ellerimi! Sakın bırakma.
Bu akşam
güçlü olmalıyız barikatlarda..
Onlar sımsıkı
bir kavgaya başlar gibi
Yan yana
yürümemizden korkuyorlar..
Direnişete büyüyen şiirsel
umutlardan
Türkülerle
halaya girmemizden korkuyorlar..
Haydi uç
geziden tarabya üzerine kara kartalım!
Aslan
yürekli kanarya kanatlım.
Susmayıp haykıran dillerden
Yüreklerden çekilen
pimlerden!
Özgürlüğün adını haykıran
dillerden, korkuyorlar..
Kızma darılma kırma direncini!
Aldırma tomalarla bedenine
kimyasal sıkılmasına
Bazen yağmurda çırılçıplak yıkanır ağlamaktan
Abdest
aldırır Marmaraya Karadeniz!
Ve akdenize
doğru ayaklanır boğzaın azgın suları…
Onlar Ferhat gibi dağlarını
delmemizden!
Ülkemizi sevmemizden korkuyorlar…
Korkuyorlar
aslan yürekli kartal kanatlı kanaryam
Ülkemin
işkencehanelerimde,
Kırılan kol
kopan bacaklardan ,
Asgari
ücretle sönen yuva yıkılan saçaklardan
Aydınlığa
giden yolda bilinçlenen halktan
Tabanların
kaldırınları öfkeyle dövdüyü
Baçaklardan korkuyorlar…..
Haydi Kalk Ayağa ey halk!
Geziden taksimden izmirden
kızılaydan!
Ve ülkenin tüm sokak ve
caddelerinden
Sesime ses yüreğime nefes ver
Onlar senin ayaklamandan 15
16 haziranlardan korkuyorlar….
Taksim Gezi Parkı.
Kaç gündür nöbetlerde dilim
Şiirlerimi
dişliyor isyan, susuyorum,
Tüm
kelimeler kifayetsiz kalıyor
Henüz
söylenmemiş bir özgürlük türküsü!
Yapışıp
kalıyor dudaklarıma,
Özlemlerimin
çığlıkları kuşatırken gezi parkını
Başlıyor
mayalanmaya gözlerimde kimyasal gazlar
Beynime
allahsız bir uğultu
Bedenim
sırım sıklım,
Sanclı
başlayan sabahlarda isyana yatıyor şiir
Adını
sayıklarken özgürlüğün
Düşlerime taksim düşüyor…
İstanbul
boğazından salmışım sulara yüreğimi
Şehir suskun ve maviye küsmüş
martılar
Sokakların telaşı insanların
yüzüne vurmuş.
Dinsel teliknlerle örtüşüyor
siyaslirin dilinde yalan!
Unutuyorum
tüm edebi sözleri.
Ana
avrat başlayan bir şiir ısırıyor dilimi…
Devrimlerin
doğacağı sabahlar da
Kızıla
boyanır güneş!
Portakal
sarısı düşlerine karışmış hardal gazı
Nöbet
değişimimde benliğim!
Suskunluğum
başkaldırıya bırakıyor yerini.
Yıllardır inançları zedelenen
insanlarla kol kola.
Silip atıyoruz başımızdan değersizliklerimizi.
Başlıyor nabızlarda atmaya
gezi parkından isyan,
Hücrelerimizi taksim telaşı
sarıyor
Bir kıvılcım birleştiremiyor
ayrılan elleri.
Şehirler acımızı hisseder
gibi kollamaya çalışıyor.
Ellerimde
ısınırken kavganın ateşi
Belleğimde
geçmiş günler üşüşüyor
Dillerde
tutuşan hasret türküleriyle,
Bir
baştan bir başa ateş sarıyor Ülkeyi
Taksimden
bu kısır döngüler kırılarak
Özgürlüğün
adı yayılıyor meydanlara…..
Bu
gece hayli ağır sokaklar biber portakal gazı
Caddelerde
ses bombalaryla su sıkıyor tomalar
Siyasi
yalanlarla ayaklar altnda inanç
Bir
dağı yıkımaya hazırlanıyor zulüm plastik mermilerle.
Gençlik
ölümlerle yüzleşirken düşüyor taksim
Geziden
yükselen alevler yakıp tutuşturuyor her şeyi
Ve
hiçbir şeye aldırmadan inatla, direniyor insanlık onuru…
A Oral 2013-06-12
Ne Olurki.
Öyle yorgun
dikilip durma başucumda
Bir
nefeste anlatılmaz hayata dair yaşananlar,
Bak
tepemizdeki yıldızlar da sarhoş bu akşam!
Dilsizi
söyleten, aşığı ağlatan gecelerden geçtim,
Yüreğim dalda dalga sahile vursa ne olur ki..
Gel
soluklan hele yüreğimde
Birkaç kelimeye sığar mı, ki hayat
Renkler mi dargın gün batımına
Birkaç kelimeye sığar mı, ki hayat
Renkler mi dargın gün batımına
Yoksa
kararıyormu gündoğumuna dünya
Ya bu
şehri kuşatan gaz bulutları da ne?.
Özlemlerle susamış yürekleri ne serinletir ki
Bu akşam hangi rengi konuşturayım?
Beklide
gün ağarmadan
Ayı, yıldızları güneşin, rengine boyamalıyım
Ayı, yıldızları güneşin, rengine boyamalıyım
Gökkuşağında
hangi renkler saklı bilsek ne olurki…
Ellerinden yaprak yaprak ömür dökülürken!
Kırılıp dağılıyor gül bahçesinde güller
Hayat
dalgaları sert kayalara çarpıyorsa yüreği!
Yaz sıcağı
değildir ki sadece yürekleri kavuran!
Cenneti cehennemi, yaratanların kahpeliği değilmidir?
Cenneti cehennemi, yaratanların kahpeliği değilmidir?
Bütün resimleri güneşin rengine boyamalıyım!
Dağları,
denizleri, çiçekleri, yeşile maviye,
Ya mutluluğun
rengi nedir!
Acıların,
hüzünlerin, hasretlerin!
Hangi
çoğrafyada gizli umudun rengi
Kışın
donduran ayazında sessizce ölsek ne olurki?
Biber gazları sildi, mavi düşleri haritasından!
Biber gazları sildi, mavi düşleri haritasından!
Bizim
çocuklar köşe kapmaca oynuyor
bir
sonraki geceye...
Mehtap can
çekişmede kızılay güven parkta
Bir gece silinirken taksim gezi parkında
Bir gece silinirken taksim gezi parkında
Hangi renk
yakışır insanlara
Gökyüzüyle denizin arasnda bulsak ne olurki..
Güneşin aydınlığı ve beyazın savkı,
Gözlerimi
aşk ile boyuyor durmaksızın...
Kendine sağırlaşanların, perde inmiş gözlerine,
Göremiyorlar kısır döngü içindeki ütopyalarını!
İki duvar
arasına sıkışıp kalmış alaca karanlıklar sanki.
Gece gündüze haykırıp,sesini duyuramıyor.
Gece gündüze haykırıp,sesini duyuramıyor.
Yarın,
halklar zulmün zincirini kırsa ne olurki..
Gecelerin
karanlık kuytularında bıraktım nefesimi,
Bedenim
kendi infazını verir,
Kendi içimde
kaybolurum!
Yüreğimin
intiharı yarına aldırmazlığa yatar,
Dilimin
intiharıyla sessizliğe gömülürken sesim!
Hürriyet işçi tulumuyla Alanlara girse ne olurki
Hürriyet işçi tulumuyla Alanlara girse ne olurki
Abdullah Oral
Kendi
sesini Duymak
Gayrı sabahların ayazına astım gülüşlerimi,
Isınmak
bilmeyen umutlarımı ısıtırmı umut
Ölü yüzlere güneş doğsa da farketmez,
Ölü yüzlere güneş doğsa da farketmez,
Ölümün
dünyasını ısıtmaya ateş
Aydınlatmaya güneş yetmez...
Bütün ayazları karanlığa kundaklanmış hayallerim..
Bırak ağlasın, bırak bağırsın, sesini içinde saklayanlar
Onlar, sadece kendi elleriyle açabilirler bu düğümleri.
O sağır kulaklarına eğer haykırışlarımı duyurabilirsem...
A Oral
Boynumuzu Vuran Dindarlar
Oldu
Sevgi denizine umut beledik
Umudumu
yıkan kindarlar oldu
Tanrıdan
başkası eğemezdi ya
Şu boynumu büken dindarlar
oldu
Hayat
kitabımda, hasret okudum,
Sevda tezgâhımda, özlem dokudum,
Bende kara değil herdem ak idim
Sevda tezgâhımda, özlem dokudum,
Bende kara değil herdem ak idim
Boynumuzu vuran dindarlar
oldu
Gerçekler acıymış, yıllarım borçlu,
Yazlarım kış oldu, Emekli suçlu,
Kalpteki sevgiyi dilemek suçtu.
Boynumuzu vuran dindarlar oldu
Gerçekler acıymış, yıllarım borçlu,
Yazlarım kış oldu, Emekli suçlu,
Kalpteki sevgiyi dilemek suçtu.
Boynumuzu vuran dindarlar oldu
Özgürlüğü suya yayıldı gitti
Gönül yoklamanda, sayıldım bitti,
Uyanayım derken, bayıldım gitti,
Boynumuzu vuran dindarlar oldu
Ak bir simge ile kandırdın bizi
Yalan dolan ile başladı sızı
Emekli kefenim ısıtsız sizi.
Boynumuzu vuran dindarlar
oldu
Yanan
yüreğimi, buzsuz bıraktın
Ustandan
dersaldın pisbir çıraktın
Fitne fesatlıkta o son
duraktın!
Boynumuzu vuran dindarlar
oldu
Vurguni
soframdan çalınmış aşım,
Ekmek ile işim, telaşlı başım,
Ekmek ile işim, telaşlı başım,
Diz vura diz vura ağrıyor
döşüm
Boynumuzu vuran dindarlar
oldu
Bize bizi vuran kindarlar
oldu…..
Abdullah Oral
Korkuyorlar
Ellerinde gaz bombaları
Savurup duruyorlar dört bir
yana
Kiminin
elinde, cop
Kiminin
belinde silah
Benim elimde kalem var,
Benim elimde kalem var,
Ümüdin
şiirini yazmamdan korkuyorlar.
Yasak üstüne yasaklar, koyarak
Sardırıyorlar
gönül dağlarımıza
En aymaz
yerinden vuruyorlar düşleri
İnsani
değerlere bağlılığımızdan!
Anaların gözünde yaş,
Anaların gözünde yaş,
Yüreğindeki
ah, dan korkuyorlar
İnsanı insan
gibi dinlemekten
Yarına ümit
etmekten
Boş tencerede
dibi tutmuş yemekten
Çoğalarak sevgi tüten ocaktan,
Çoğalarak sevgi tüten ocaktan,
Gün doğumuna
kanayan yürekten!
Tohumdan topraktan korkuyorlar..
Tohumdan topraktan korkuyorlar..
Ki onlar
ümidin düşmanıdırlar,
Keskin bıçak
gibi düşerler acılarımıza,
Savrulan
yapraklardan
Saldırdıkları
hayattan.
Adam gibi
adam olmaktan
Akan sudan Nesimiden
korkuyorlar..
Gezideki
direnişte
Sıcak bir kuş kanadıyla
Sıcak bir kuş kanadıyla
gelip konmuş
avuçlarının içine kavga
Taksimden
serzenişten
Düşlerimi ümitlerle beslemekten
Sivası hatırlamaktan!
Düşlerimi ümitlerle beslemekten
Sivası hatırlamaktan!
16 - 17
haziranı yeniden yaşamaktan korkuyorlar..
Yaşamak.
Günün ağardığı yerde
beni sana çekiyor çocukluğumun masalı
Düş bozumu anılar canlanır
dudaklarında
Geç kalmış gençliğimin
Geç kalmış gençliğimin
Yaşlanmış anilarımı tazeler
yarınlara sokaklar
El değmemiş duygular inmiş
boğazdaki sulara..
Çocuksu düşler dolanır yüreğimin
kıyılarında
Dolanır saçları yanık parmaklarına gezi parkında
Yüzüne Biber gazı değmiş şakağına tazikli su,
Dolanır saçları yanık parmaklarına gezi parkında
Yüzüne Biber gazı değmiş şakağına tazikli su,
Ne zaman ki özgürlüğün bir
harfi seslenir dilinde!
Kalbi düşer usulca ayak uçlarına...
Kalbi düşer usulca ayak uçlarına...
Gayrı hangi yolda yürüsem çıkmazım sensin.
Adın bir bıçak gibi bilenmiş dilimde, içime batıyor.
Uğruna bu kaçıncı sınanmam ölümle bilmem!
Şarkılar şimdi bana, yalnız
seni çalıyor taksimde,
Hangi yolda yürüsem, her yol sana çıkıyor
Hangi yolda yürüsem, her yol sana çıkıyor
Ey özgürlük…
Abdullah Oral
Yargı insan onurunu ne kadar yasaklarla engellemeye çalışsada,
Satılmış medasıyla birlikte,
ayak diretiyorsa iktidar ve burjuvazi, halka karşı..
Adaletsizliği engelleyecek
gücünüzün olmadığı zamanlar bile,
İtiraz etmeyi beceremediğiniz
bir zaman dilimi asla olmamalı.
Vurguni
Notalar
Hayatı çok ciddiye almayın.
Daha ondan canlı kurtulan olmadı.
Korkuya kapılıp hedef
değiştirmeyin. Aklınızı hedefinizde yoğunlaştırın.
Herkesin sizi sevmesi için
ikinci koşul: Gülümseyiniz. Yalnız fo toğraf çektirirken değil, fotoğraf
çekerken de gülümseyiniz.
Gülümseme korkaklara güç,
kederlilere neşe, hastalara sağlık verir. Gülümseme yorgunları dinlendirir.
Hayatta yapabileceğiniz en
büyük hata, sürekli bir hata daha yapacağımız korkusudur.
Her zaman kalp kıran adam,
ayakkabı içindeki taşa benzeyen bir arkadaştır.
Kısacık bir ana sığan
gülümseme bir hafızada ömür boyu yaşayabilir.Hiç kimse gülümsemenin getireceği
yararları reddedecek denli zengin değildir. Hiç kimse de gü lümsediği için
yoksul düşmez.
Güçlü ve yararlı olma
düşüncesini zihninizde yaşattıkça gerçekten de öyle olmaya başladığınızı
göreceksiniz. Siz ısrar etlikçe fırsatlar çıkacaktır.
Doğaüstü henüz
anlayamadığımız doğal şeylerin adı.
Gülümseyin. Öyle samimi ve
sıcak olun ki her sıktığınız ele ruhunuzu da katın.
Düşmanlarınızı düşünerek
zaman kaybetmeyin.
Yaşamda yapabileceğiniz en
büyük yanlış, sürekli olarak yanlış yapacağınızdan korkmaktır.
Cesur açıkgöz ve neşeli olun.
Bir makine, sıradan 50
kişinin yapabileceği işi yapar. Sıradışı bir insanın yapabileceği işi ise hiç
bir makine yapama
Yalnız olduğunu en çok,
‘Yalnız değilsin’ dediklerinde hissedersin.
Bütün savaşları dövüşemeyecek
kadar korkak olan bu yüzden de kendileri adına dövüşmek için dünyanın
gençlerini cepheye süren hırsızlar çıkarır.
Artık hayal kuramadığımızda
ölürüz.
Oy vermek bir şeyleri
değiştirseydi yasaklanırdı.
Dans edemediğim devrim,
devrim değildir.
Kadının gelişimi,
bağımsızlığı özgürlüğü kendisinden gelmelidir.
İlk olarak kendisini bir obje değil, bir
kişilik olarak ortaya koymalıdır.
İkincisi, hayatını basit,
fakat zengin ve derin kılarak; kendi bedeni üzerinde başkalarının iddia ettiği
tüm haklara karşı koymalı, istemediği sürece çocuk yapmamalı, tanrının,
devletin, kocasının, ailesinin bir kulu olmaya karşı çıkmalıdır.
Bu da hayatın tüm
karmaşıklığını ve özünü anlamaya çalışarak, yani kendini toplumun fikirlerinden
ve yargılarından özgürleştirerek olur.
İş isteyin, iş vermezlerse
ekmek isteyin. Ekmek vermezlerse, ekmeğinizi alın.